28 Nisan 2010 Çarşamba

OKUL ÇANTASI

Bu genç kızın canı sıkılmış ve bakın kendine nerede yer bulmuş.
Harika değilmi ne kadar  büyük emek var tabi bizimde bu emeğe saygı göstermemiz geekiyor işte bu arkadaşın inanılmaz güzel çalışmaları için BLOGU

23 Nisan 2010 Cuma

KIZLARA ÖRGÜ ELBİSELER

Bizim yaramazlar için her alışverişe gittiğimde kendimi kız çocukların reyonunda buluyorum nedense herşey kızlar için üretilmiş onlar için güzelleştirilmiş..Netde bile kızlar için o kadar çok seçenek varki işte bende bunlara takıldım.. Harika elbiseler  bayıldım bunlara..Modellerine satın alabilyorsunuz BURADA ama kendime güveniyorum bir bakışta çıkartırım derseniz işte benim beğendiklerim.







21 Nisan 2010 Çarşamba

FİNCANDA KEK




Evet örgü işlerine ara verdik. Daha doğrusu projeler birikti ama yapacak zaman yok bu arada bloğum boş kalmasın eee hamarat olmak zor iş vesselam her işe el atmak lazım bende denediğim ve hoşuma giden tarifleri paylaşayım dedim. Bu seferki tarif Fincanda Kek
Bu kek kısıtlı imkanlar için yaratılmış gibi diyelim kek kalıbınız yok fırında arıza yaptı ama bizim evdeki gibi tatlı canavarlarınız var işte o zaman hemen verdiğim tarifi yapmaya başlayın.


Malzemeler
• 3 yumurta
• 1 su bardağı toz şeker
• 1 su bardağı süt
• 3 yemek kaşığı kakao
• 1 paket kabartma tozu
• 1 paket vanilya 2.5 su bardağı un

Hazırlanışı
Yumurtalar ve şekeri bir kapta güzelce çırpın.
Bu karışıma süt, un, vanilya, kakao ve kabartma tozunu ekleyip bu sefer el çırpıcısı kullanarak güzelce karıştırın
Kahve fincanından biraz daha büyük fincanlarınızı margarin yada tereyağ ile güzelce yağlayın ve bu karışımı yarısına gelecek şekilde doldurun.
***Püf noktası fincanları yağlamak pişen kekleri fincanlardan kolay çıkartılması için çok önemli


Çok derin olmayan hani pilav tenceresi denilenlerden bir tencereye fincanları düzgün bir şekilde yerleştirin fincanların yarısına gelecek kadar ılık su ile doldurun
Tencerenin üzerini aşağıya sarkmayacak büyüklükte bir temiz bir havlu yada mutfak bezi ile kapatın. kapağını sıkıca kapatın.
Tencerenin içindeki su kaynayıncaya kadar yüksek ateşte, kaynamaya başladıktan sonra ateşi kısın ve hiç açmadan 20-25 dakika pişirin.
Ocağın altını kapattıktan sonra yine kapağı hiç açmadan 10-15 dakika daha bekletin.
Kapağımız açtığımızda karşınıza şu görüntü çıkacak bu benim yaptığım keklerin görüntüsü bunun daha hoş görünenleri de var tabi…




                                                        Bu bizim keklerimizin görüntüsü





    Bu da sade bir kek görüntüsü



Daha sonra fincanları ters çevirerek pişmiş keklerimiz çıkartabiliriz.En zor aşama budur keklerin yapışmaması için fincanlarımızı yağladıysak işimiz kolay Ayrıca önemli püf noktalarından biride kek hamurunun fincanların yarısına kadar doldurulması..İlk denemelerimde bunu ayarlayamadığım için hamurlar fincandan suyun içine taşmış ve kötü olmuştu.
Biz üstüne Hindistan cevizi ile süsleyerek servis yaptık.Aslında parmaklardan anlaşıldığı üzere servis yapmayı bile bekleyemedik.



                                           Ama bakın neler yapmışlar bu fincan keklerle…




Bu güzel resimler alıntıdır.

20 Nisan 2010 Salı

BAYATLAMAYAN POĞAÇA


Bu yıl oğlum okula beslenme götürmeye başlayınca ve de dışarıdan yiyecek de öğretmenimiz tarafından uygun bulunmayınca hamur işlerinde çok da başarılı olmayan ben şöyle pratik yapılan poğaça ve kek tarifleri araştırmasına girdim..
Ve tüm denemelerimizden sonra damak tadımıza hitap eden bu poğaça da karar kıldık.Net de bulduğumuz tarifin malzemelerini azaltarak yaptık her ne kadar bayatlamayan poğaça olsa da bizimkiler taze taze tüketmeyi seviyor ve her şeyi az yapıyorum bazen bana kalmadı mı kavgası yaşansa da genelde bu az miktar bile 2-3 gün sürükleniyor evde..İşte Başlıyoruz

MALZEMELER:

• 1 çay bardağı süt
• 1 çay bardağı sıvıyağ
• 1 şişe maden suyu yaklaşık 200 ml
• 1 çorba kaşığı kuru maya yaklaşık 11 gr.
• 2 tatlı kaşığı şeker
• alabildiğince un (2,5 -3 su bardağına yakin)
• 1 tatlı kaşığı tuz
• 1 Yumurta sarısı
• Çörek otu
YAPILIŞI:

Uygun bir kapta kuru mayaya 2 kasik toz seker ekleyip ısıttığım sıcak sütü karıştırıp 10 dk kadar kabarması için bekliyorum

Mayalanan yani köpüklenen karışıma sıvıyağ ve madensuyunu ekleyip yavas yavas unu ve tuzunu ilave ederek yoğurmaya başlıyorum.
Kıvamı olunca hani kulak memesi demek istemiyorum ne tür bir yumuşaklıksa o kulak memesi. Ne elinize yapışsın ne de çok sert gelsin işte o kıvam bu karışımı da üzerine temiz bir örtü ile sıcak bir ortamda 1 saat bekletiyorum.Hamurumuz kabardı bile.

İçine istediğiniz malzemeden koyarak poğaçalarınızı şekillendirebilirsiniz.

Bizim favorimiz kaşar peyniri..

Poğaçalarımızı şekillendirirken sürekli yuvarlak yada oval yaptık ancak çocuklarda bende sıkıldım yeni bir şekil denedik.

Hamurlarımızdan büyük parçalar kopartıp merdane ile açtık sonra onları sigara böreği yapacak gibi üçgenler halinde keserek içine malzemesini koyup sardık..Ben bir 5-10 dk da tepside mayalanmasını bekliyorum sonra üstüne yumurta sarısı ve vazgeçilmezim çörekotunu da koyup 170 derece de ısıtılmış fırınımda pişiriyoruz.
Burda minik bir not  tepsinizde yanmaz pişire kağıdı kullanmanızı tavsiye ederim hem tepsiyi temizlemesi hemde poğaçalarımızı tepsiden kurtarması kolay oluyor.


Küçük oğlum fırının başında beklemiyorsa ki kokusunu alıp mutlaka söylenmeye başlamıştır piştimi diye …. Tepsimden uygun bir kaba alıp üstüne hafif su serper gene temiz bir bezle biraz yumuşamasını bekliyorum..


Yapmak isteyenlere Afiyet olsın

BİR GARİP BALIK TARİFİ



Kış biterken balığı bu yıl doya doya tüiketemediğimizi fark ettim oysa daha önceki yıl nerdeyse haftanın 2 günü yerdik..Karadenizli bir aile olarak Hamsi canavarı olmam gerekirken ben daha çok büyük balık seviyorum ama öyle dondurulmuş buzhane balıklarından değil favorim Çupra.

Bu balıkla ilk tanıştığımda kendisini fırına sürüp buğulama yapmıştım. Ancak fark ettim ki balık ızgarada güzel oluyor ve tabi vazgeçilmezi mısır unu ile.
Ve şimdiki görüntüler geçen yıl Ramazan da ki bir iftar yemeğimden. Anlaşılacağı üzere tek kişilik bir iftar yemeği bu şimdi şurda bir ahhhh diyesim var nerde o eski iftarlarım kalabalık ailemle masaya sığmadığımız zamanlar şimdi bir başıma iftar ve yarı uykulu sahurlara mahkum oldum belki benim küçük adamlar büyürlerde bana eşlik ederler diye bekleyeceğim.
Bunun için unutmayayım da başka bir yazı yazayım ama bugünkü konum Çupra..
Özlemce tarife başlayalım hani öyle yemek uzmanları gibi uzun uzun anlatmaya..
Bildiğimiz taze balığımız semt pazarımızdan alınır güzelce temizlenir ve yıkanır yıkama kısmını uzun anlatabilirlim bizim evde balık neredeyse dezenfekte edilene kadar yıkanır hani o kirli su artık akça pakça çıkana kadar balığın içinde hiçbir pislik kırıntısına tahammülümüz yoktur biz Eminönü’nde balık ekmek zevkinden mahrum insanlarız anlaşılacağı üzere.
Neyse sonra süzgeçe alınır ve bir müddet beklenir suyu süzülmesi için buda önemli bir ayrıntı hele de tava da yapacaksanız benim gibi mutlaka 30-45 dk süzülmesini beklemelisiniz yoksa balığın suyunu salması ve tadının bozulması pek hoş olmuyor.
Sıra süzülen balıklarımızı tuzlayıp mısır ununa bulamaya gelince sizlerle paylaşmak istediğim pratik bir yol…Aslında bu daha çok küçük balıklarda pratiklik sağlıyor özellikle Karadeniz hamsimizi mısır unu ile sevenlere…
Buzdolabı poşetine mısır unumuzu döküyoruz sonra tuzlanmış balıkları içine atıp poşetin ağzını kapatıp başlıyoruz sallamaya…
Balıklar ve mısır unu sallanan poşetin içinde sıkı sıkıya sarılıyor birbirine…
Ben Çupralarımı bu yöntemle yapmadım epey büyük olduklarından güzelce ellerimle okşayarak mısır ununa buladım..Sonra kızgın yağın içine teflon tavama koyuverdim.


Balığın yanında tazecik Roka gider dedim ve misler gibi kokan Rokamı da yanına aldım balığımın..Ramazanın vazgeçilmesi Pideyi de unutmadım tabi…


Yemekten sonra tatlı faslı oluyor haliyle. Gene balık sonrası en güzel tatlı İrmik helvasıdır benim kanımca hani un helvasına da hayır demem ama….Onun tarifini vermeği de çok isterdim henüz o kadar usta bir aşçı olamadım kendisi ünlü bir markanın toz halinde satılan paketinden yapıldı..İşte un helvasının da paketinin çıkmasını bekliyorum.. Veee yanında da yaz dondurmam…




Afiyet olsun

ÖRGÜ MİNİK APLİKELER

Amigurumi oyuncaklara bayılıyorum ama malesef düzgün öremiyorum  Yasemin , Hayal Arkadaşlarım' ın
oyuncaklarına bakınca ne kadar düzgün ve şekilliler bu yüzden ufak ufak alıştırmalar yapıyorum daha düzgün işler çıkarmak için aslında benim oyuncaklarımın hemen hemen hepsi trabzanla yapılmıştır oysa sık iğne yapmak istiyorum tabi düzgünce örebilirsem...

Önce Aplikelerle başladım alıştırmalar. Bakalım yeni bir çalışma var elimde sıkılmaz da bitirirsem eğer paylaşacağım. Doğrusunu söylemek gerekirse elimde bir sürü çalışma var büyük oğluma Sünger Bob'lu yastık küçüğe Elmo’ lu, oğluma işlediğim pike vs. Ama hepsi bekliyor nedeni de zamansızlık..Akşamları işten gelince yemekti, büyük adamın dersiydi ortalığın dağınıklığı derken saat epey geç oluyor öyle bizde el ayak çekilince diye bir olay yok herkes cin gibi akşamları kimsenin uykusu yok nedense. Hele o mink canavar yokmu beni uyutmadan kapatmıyor gözleri..
Fırsat bulupda ipi tığ ı alınca elime gene mi bunlar diye isyan eden eşim yıldırıyor beni bırakıveriyorum bende.

İşte bunlarda ufak ufak yaptığım aplikeler..Şimdilik 2 tane yaptım. Bu arada bunlar bana ait değil benimkileri projemle birlikte yayınlamak istiyorum. Evet projemizin konusuda anlaşılacağı üzere Okyanus hayvanları…





...

ÖRGÜ MİNİK APLİKELER

Amigurumi oyuncaklara bayılıyorum ama malesef düzgün öremiyorum  Yasemin , Hayal Arkadaşlarım' ın
oyuncaklarına bakınca ne kadar düzgün ve şekilliler bu yüzden ufak ufak alıştırmalar yapıyorum daha düzgün işler çıkarmak için aslında benim oyuncaklarımın hemen hemen hepsi trabzanla yapılmıştır oysa sık iğne yapmak istiyorum tabi düzgünce örebilirsem...

Önce Aplikelerle başladım alıştırmalar. Bakalım yeni bir çalışma var elimde sıkılmaz da bitirirsem eğer paylaşacağım. Doğrusunu söylemek gerekirse elimde bir sürü çalışma var büyük oğluma Sünger Bob'lu yastık küçüğe Elmo’ lu, oğluma işlediğim pike vs. Ama hepsi bekliyor nedeni de zamansızlık..Akşamları işten gelince yemekti, büyük adamın dersiydi ortalığın dağınıklığı derken saat epey geç oluyor öyle bizde el ayak çekilince diye bir olay yok herkes cin gibi akşamları kimsenin uykusu yok nedense. Hele o mink canavar yokmu beni uyutmadan kapatmıyor gözleri..
Fırsat bulupda ipi tığ ı alınca elime gene mi bunlar diye isyan eden eşim yıldırıyor beni bırakıveriyorum bende.

İşte bunlarda ufak ufak yaptığım aplikeler..Şimdilik 2 tane yaptım. Bu arada bunlar bana ait değil benimkileri projemle birlikte yayınlamak istiyorum. Evet projemizin konusuda anlaşılacağı üzere Okyanus hayvanları…





...

TAXI PATIKLER

Koca kış geçti oğullara şöyle güzel patikler öremedim aslında başladım da bitiremedim ama bunu çok sevdim kesinlikle ilk işim bu olacak...

TAXI PATIKLER

Koca kış geçti oğullara şöyle güzel patikler öremedim aslında başladım da bitiremedim ama bunu çok sevdim kesinlikle ilk işim bu olacak...

15 Nisan 2010 Perşembe

KUTU ÇALIŞMAMIZ


Ressam oğlumdan bu seferde bir kutu çalışması geliyor...
Biriktirdiğimiz kahve kutuları ile birçok proje yapan oğlum dün aldığım yapışkanlı kağıdı görünce deliye döndü çok seviyor gerçekten bu tür elişlerini birşeyler üretmekten zevk alıyor annesine çekmiş diye övüneceğim ama babası henüz 17 yaşında iken İstanbul da elişleri yapan bir atölye kurmuş kendisine hani şu minik alçılardan süs eşyları. Evimizde yaptığı birkaç örnek de var o günlerden kalan eğer fırsat olursa onlarıda sergileyeceğim. Anlayacağınız aile olarak yetenekliyiz biz.
Yalnız bizm küçük adam biraz fazlaca düşkün olduğundan bu tür faaliyetlere derslere bile gereken vakti ayırmıyor malesef...


Birlikte başladık çalışmaya önce kahve kutularından birini kapladık.

Sonra hızımız alamadık daha minik olan mısır konserve kutularını aldık elimize.


Aslında bu kutuları saklarken süsleyip belki içlerine minik çiçekler ekeriz diye düşünmüştüm ama dediğim gibi hızımızı alamayınca onlarda mutfak aksesuarı olmaktan kurtulamadı.
Kahve kutularını saklama kabı olarak kullanacağız çay, kahve ve şeker. Yalnız minik bir sorun var oda mısır kutularımızın kapakları yok onların kullanım alanını belirleyemedik ama onun için de bir çözüm düşüneceğiz bakalım.
İşte kutularımız



13 Nisan 2010 Salı

RESSAM OĞLUM..




Oyuncaklar çocukların vazgeçilmezleri ucuz ,pahalı, güzel, çirkin, tahta, plastik,mekanik yada elektronik hiç farketmiyor onlar için. Şimdiki nesil şanlsı herşeyleri var. Belki onlarda kendi çocuklarına bu cümleleri sarfedecekler bizler gibi..

Ablamla küçüklüğümüz hatırlıyorum da annemin örgü iplerinden iki sandalye arasına salıncak yapar saatlerce oynardık sıkılmadan 2 bilemediniz 3 bebeğmiz var yada yoktu belkide. Annemin çamaşır yıkamak için kullandığı leğenler yada sepetleri en güzel oyuncaklarımızdı..


Oysa şimdi bakıyorum ne kadar doyumsuz çocuklar yetiştiriyoruz önlerine onlarca değil yüzlerce oyuncak koyup "Ama şunuda almamıştın" diye yakınmlarına dayanamayıp gidip o eksiğide tamamlıyoruz.

Bazen benim küçükken yoktu onun olsun deyip yağdırıyor bazen de ahhh evladım bizim zamanımızda bunlarmı vardı nankörlük etme diye sitem ediyoruz.
Geçenlerde bakıcıma işyerimden boş koli getirdim aman bizim büyük adam daldı içine çok seviyor nedense kolilerler uğraşmayı tabi sahibine verince kıyametler koptu ağlamalar küsmeler.Neyse bende kıyamadım ertesi gün 2 koli daha getirdim eve ve hemen benimki başladı çalışmaya...Ressam olmak istiyormuş ama bana söylemiyor büyük bir sır gibi saklıyordu geçenlerde ödevini kontrol ederken defterine yazmış gördüğümden bahsetmedim ona Ressam oğlum benim...





İşte budur o pahalı boyalı mekanik oyuncakların yerine büyük bir zevkle uğraştığı kolimiz...

3 Nisan 2010 Cumartesi

SEVİMLİ CANAVAR ve DOROTHY

Bunlarda sevimli canavar ve ilk balık denememiz Dorothy aslında Balık Nemo olması gerekiyordu ama Efe onun adını ELMO nun balığı olan Dorothy'nin adını verdi pek popüler  oyuncaklarımız arasında değiller belirtmeden edemeyeceğim onlarıda akşam oğlumla görüntüleyip sergilemek istedik.



SEVİMLİ CANAVAR ve DOROTHY

Bunlarda sevimli canavar ve ilk balık denememiz Dorothy aslında Balık Nemo olması gerekiyordu ama Efe onun adını ELMO nun balığı olan Dorothy'nin adını verdi pek popüler  oyuncaklarımız arasında değiller belirtmeden edemeyeceğim onlarıda akşam oğlumla görüntüleyip sergilemek istedik.